Şeriat benim kavlim sözlerim tarîkat fiillerim mârifet hâlim hakîkattir” (Hadîs-i Şerîf)
1 sayfadaki 1 sayfası
Şeriat benim kavlim sözlerim tarîkat fiillerim mârifet hâlim hakîkattir” (Hadîs-i Şerîf)
Şeriat benim kavlim sözlerim tarîkat fiillerim mârifet hâlim hakîkattir” (Hadîs-i Şerîf)
Tasavvufsuz semâvî hattâ bâtıl din dahi yaşanmayacağına tasavvuf toplumlara fâideli olduğuna ve insanları ve cemiyeti düzelttiğine göre Cenâb-ı Hakk’ın üzerimizdeki sayısız nîmetlerden birisi de modern cemiyetlerde tasavvufun kadrinin anlaşılmasıdır diyebiliriz.
“Ey îman edenler! ALLAH’tan korkun. Ona yaklaşmaya vesîle arayın ve onun yolunda cihat edin.
Tâ ki murâdınıza eresiniz.” (Mâide Sûresi 35)
“Ey îman edenler! ALLAH’tan korkun ve sâdıklarla berâber olun.” (Tevbe Sûresi 119)
“Doğru yolu bulanlara gelince ALLAH onların hidâyetlerini artırır ve onlara takvâsını öğretir.” (Muhammed Sûresi 17)
“Kulum beni zikrettiği ve dudakları zikir sebebi ile hareket ettiği müddetçe ben kulumla beraberim.”
“ALLAH dinde sizin için güçlük kılmamıştır.”
“Tasavvuf bilmeyen fakih fıska tasavvufu.” bilip de fıkhı bilmeyen sûfi zındıklığa dûçar olur
Zikir velîliğin diplomasıdır. Her kim zikre muvaffak olursa ona velîlik diploması verilir.
Herkesin kulağı nâmelerde ilâhî zevki bulamaz. İncir gibi tatlı güzel meyveleri her kuş yiyemez.
Kusur insanın şiârıdır. O bu vasfı ile Hak karşısında mahluk olduğunu ispatlar.
“Allah’ın kullarına tepeden bakan medeniyet teknoloji insan haklarından güzelliklerden kişileri mahrum eden bu yaşantılara şeriat denmesini imanımla bağdaştıramıyorum.”
Zamanımızda tatbik edilmek istenen şeriatın esasları nefsanî tahrifat görmüş. Bin iki yüz senedir ictihadtan mahrum bırakılmış. Yalnızca korkutucu cehennem yolundan başka yol gösteremeyen beş şarta tabi kılıp kimseye ‘müslüman’ diyemeyen herkesi illa ‘kâfir gâvur gayr-i müslim’ göstermeye çaba harcayan şeriatı(!) kastetmiyoruz. Gönle zikrullahı ve aşk-ı İlâhi’yi yansıtan şeriatı istiyoruz.
Sâlikini merhametsiz kılan bilâ-istisna Allah’ın kullarına tepeden bakan medeniyet teknoloji insan haklarından güzelliklerden kişileri mahrum eden bu yaşantılara şeriat denmesini imanımla bağdaştıramıyorum. Taşıdığım manevî vazifemin mesuliyetini müdrik bu abd-i aciz de böyle bir şeriata intibak edemediğim gibi tercihim emr-i İlâhiye uygun büyüklerimin de yürüdüğü aşk yoludur. İşte hakikatin zahirde zuhurunun aldığı isim şeriattır. Bu şeriatı da ancak ilm-i tevhid ameli tevhidle bulursun. .
Pîr-i Gâlîbî H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
Tasavvufsuz semâvî hattâ bâtıl din dahi yaşanmayacağına tasavvuf toplumlara fâideli olduğuna ve insanları ve cemiyeti düzelttiğine göre Cenâb-ı Hakk’ın üzerimizdeki sayısız nîmetlerden birisi de modern cemiyetlerde tasavvufun kadrinin anlaşılmasıdır diyebiliriz.
“Ey îman edenler! ALLAH’tan korkun. Ona yaklaşmaya vesîle arayın ve onun yolunda cihat edin.
Tâ ki murâdınıza eresiniz.” (Mâide Sûresi 35)
“Ey îman edenler! ALLAH’tan korkun ve sâdıklarla berâber olun.” (Tevbe Sûresi 119)
“Doğru yolu bulanlara gelince ALLAH onların hidâyetlerini artırır ve onlara takvâsını öğretir.” (Muhammed Sûresi 17)
“Kulum beni zikrettiği ve dudakları zikir sebebi ile hareket ettiği müddetçe ben kulumla beraberim.”
“ALLAH dinde sizin için güçlük kılmamıştır.”
“Tasavvuf bilmeyen fakih fıska tasavvufu.” bilip de fıkhı bilmeyen sûfi zındıklığa dûçar olur
Zikir velîliğin diplomasıdır. Her kim zikre muvaffak olursa ona velîlik diploması verilir.
Herkesin kulağı nâmelerde ilâhî zevki bulamaz. İncir gibi tatlı güzel meyveleri her kuş yiyemez.
Kusur insanın şiârıdır. O bu vasfı ile Hak karşısında mahluk olduğunu ispatlar.
“Allah’ın kullarına tepeden bakan medeniyet teknoloji insan haklarından güzelliklerden kişileri mahrum eden bu yaşantılara şeriat denmesini imanımla bağdaştıramıyorum.”
Zamanımızda tatbik edilmek istenen şeriatın esasları nefsanî tahrifat görmüş. Bin iki yüz senedir ictihadtan mahrum bırakılmış. Yalnızca korkutucu cehennem yolundan başka yol gösteremeyen beş şarta tabi kılıp kimseye ‘müslüman’ diyemeyen herkesi illa ‘kâfir gâvur gayr-i müslim’ göstermeye çaba harcayan şeriatı(!) kastetmiyoruz. Gönle zikrullahı ve aşk-ı İlâhi’yi yansıtan şeriatı istiyoruz.
Sâlikini merhametsiz kılan bilâ-istisna Allah’ın kullarına tepeden bakan medeniyet teknoloji insan haklarından güzelliklerden kişileri mahrum eden bu yaşantılara şeriat denmesini imanımla bağdaştıramıyorum. Taşıdığım manevî vazifemin mesuliyetini müdrik bu abd-i aciz de böyle bir şeriata intibak edemediğim gibi tercihim emr-i İlâhiye uygun büyüklerimin de yürüdüğü aşk yoludur. İşte hakikatin zahirde zuhurunun aldığı isim şeriattır. Bu şeriatı da ancak ilm-i tevhid ameli tevhidle bulursun. .
Pîr-i Gâlîbî H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
Similar topics
» Şeriat benim kavlim sözlerim tarîkat fiillerim mârifet hâlim hakîkattir” (Hadîs-i Şerîf)
» FİKİRLERİ
» SONRA GELEN ŞERİAT DAHA ÖNCE GELENLERİ İPTAL ETMEZ TASDİK EDER
» FİKİRLERİ
» SONRA GELEN ŞERİAT DAHA ÖNCE GELENLERİ İPTAL ETMEZ TASDİK EDER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz