AKLIN VARSA, “TEVHİDE DAL! YANİ KAMİL İNSANIN GÖNLÜNENE
1 sayfadaki 1 sayfası
AKLIN VARSA, “TEVHİDE DAL! YANİ KAMİL İNSANIN GÖNLÜNENE
Hocanın evinde odun tükeniyor. Hanımı diyor ki: “Hoca! Odun bitti, git biraz odun kes, getir, dağdan; ama kuru olsun!”
Hoca oduna gidiyor. Odunları merkebe yükletiyor. Eve gelirken, “Acaba bu odunlar yanar mı?” diye, eşeğin üstündeki odunlara bir kibrit değiriyor, odun yanıyor. Merkebin sağrısına ateş düşünce, hayvan kaçmaya başlıyor. Hoca, hayvanın arkasından bağırıyor: Aklın varsa göle yat!
Emre’nin tefsiri:
İnsanlarda bütün hayvanların bütün ahlâkı vardır. Merkebin huyu inatlıktır. İnsanda da vardır inatlık. İşte Nasrettin Hocanın “merkep” temsiliyle kastettiği şey, insanlardaki bu inatlık ahlâkıdır.
Hoca, “Hakikat ilmini, bir arkadaşın öğretmeye çalışmış ama, o ada, medrese bilgisinden vazgeçmemiş. Odun dediği, medrese ilmi; yani cansız ilim: Odun, yaprak açar, meyve verir mi?
Hoca bakıyor ki, arkadaşı ilmi “hâl”e inkilap ettiremiyor, yani aklının sırtındaki ilim odunlarını kaldırıp atamıyor, hatta atmak istemiyor, o zaman o odunları “âşk” ateşiyle tutuşturuyor. Aşkın ateşine tahammül edemeyen adam, Hocadan ikrâh edip kaçıyor. Hoca yine de şefkatten vazgeçemiyor, ona kurtuluş yolunu göstermek için arkasına bağırıyor: Aklın varsa, “Tevhid” deryasına dal! Yani kâmil insanın gönlüne
Hoca oduna gidiyor. Odunları merkebe yükletiyor. Eve gelirken, “Acaba bu odunlar yanar mı?” diye, eşeğin üstündeki odunlara bir kibrit değiriyor, odun yanıyor. Merkebin sağrısına ateş düşünce, hayvan kaçmaya başlıyor. Hoca, hayvanın arkasından bağırıyor: Aklın varsa göle yat!
Emre’nin tefsiri:
İnsanlarda bütün hayvanların bütün ahlâkı vardır. Merkebin huyu inatlıktır. İnsanda da vardır inatlık. İşte Nasrettin Hocanın “merkep” temsiliyle kastettiği şey, insanlardaki bu inatlık ahlâkıdır.
Hoca, “Hakikat ilmini, bir arkadaşın öğretmeye çalışmış ama, o ada, medrese bilgisinden vazgeçmemiş. Odun dediği, medrese ilmi; yani cansız ilim: Odun, yaprak açar, meyve verir mi?
Hoca bakıyor ki, arkadaşı ilmi “hâl”e inkilap ettiremiyor, yani aklının sırtındaki ilim odunlarını kaldırıp atamıyor, hatta atmak istemiyor, o zaman o odunları “âşk” ateşiyle tutuşturuyor. Aşkın ateşine tahammül edemeyen adam, Hocadan ikrâh edip kaçıyor. Hoca yine de şefkatten vazgeçemiyor, ona kurtuluş yolunu göstermek için arkasına bağırıyor: Aklın varsa, “Tevhid” deryasına dal! Yani kâmil insanın gönlüne
MESUT- Mesaj Sayısı : 27
puan : 20631
Kayıt tarihi : 23/04/10
Yaş : 47
Nerden : kütahya
Similar topics
» YERYÜZÜNDEKİ VE İNSANIN KENDİ NEFSİNDEKİ İŞARETLER
» [b]ALLÂH’ı bilmeyen insanın Şeyh’i bilmesi ne ifâde eder?!..”[/b]
» [b]ALLÂH’ı bilmeyen insanın Şeyh’i bilmesi ne ifâde eder?!..”[/b]
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz