TASAVVUF HAKKINDA
1 sayfadaki 1 sayfası
TASAVVUF HAKKINDA
Tasavvuf Allah’a vuslatı kendisine uğraş edinmiş, O’na kavuşma yoludur. Hiç bir sûfi bundan kendisini bağımsız tutmamıştır. Zira böyle bir yola duhulünün en önemli hedefi de budur.
Sûfi Allah’ı zikreder O’na kavuşmak için. Bunun adı, kelâmî ifadesiyle tevhittir. Allah’ın birlenmesi, her şeyde O’nun müşahedesi, vahdet gibi kavramlar bununla ilgilidir. Sûfiler la ilahe illallah, Lâ maksûde illallah, lâ mevsûfe illallah, Lâ mevcude illallah gibi kavramları kullanarak tevhidin basamaklarını ifade etmişlerdir. Yine bu kavramlara yakın; tevhid-i efal, tevhid-i sıfat, tevhid-i zat, gibi kavramlar da bu yolda geçirilen merhalelerin ismidir.
Bir meşâyihin en büyük uğraşısı muhiplerine Allah’ı anlatmak, Allah’tan kişiyi haberdar etmektir. Sohbetin, zikrullahın, nazarın, beraber olmanın en büyük gayesi budur.
Galib Efendi’nin de en büyük uğraşısı budur. Yer yüzünde Allah’ın en büyük tecellisinin ne olduğu, Allah’ın sıfatları, Allah aşkı, Allah’a vuslatın manası ve yolu, sohbetlerinin en büyük konusudur. O Allah ile kainat arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifâde etmiştir:
“Bütün mükevvenatta her zerrede tecelli eden Allah’ın sıfatlarını tenezzülen zuhurudur, Allah diyemezsin kâfir olursun. Çünkü, Cenâb-ı Hakk’ın zâtî sıfatlarından birisi de muhâlefetün li’l-havâdistir. Yarattığı hiç bir şeye benzemez, benzemem diyor Hazret-i Allah. Zâtî sıfatıdır o. Onun için sen bir şeye Allah’ı benzetmeye kalkışırsan Allah korusun bak, oğludur kızıdır dahi kabul etmiyor. Lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehü küfüven ehad, değil mi. O ne doğurdu, ne de doğruldu, eşi benzeri yoktur, olmaz da. İhlas bu. onun için Allah o kardeşlerimizi kurtarsın böyle günâh işlemekten.”
Sûfi Allah’ı zikreder O’na kavuşmak için. Bunun adı, kelâmî ifadesiyle tevhittir. Allah’ın birlenmesi, her şeyde O’nun müşahedesi, vahdet gibi kavramlar bununla ilgilidir. Sûfiler la ilahe illallah, Lâ maksûde illallah, lâ mevsûfe illallah, Lâ mevcude illallah gibi kavramları kullanarak tevhidin basamaklarını ifade etmişlerdir. Yine bu kavramlara yakın; tevhid-i efal, tevhid-i sıfat, tevhid-i zat, gibi kavramlar da bu yolda geçirilen merhalelerin ismidir.
Bir meşâyihin en büyük uğraşısı muhiplerine Allah’ı anlatmak, Allah’tan kişiyi haberdar etmektir. Sohbetin, zikrullahın, nazarın, beraber olmanın en büyük gayesi budur.
Galib Efendi’nin de en büyük uğraşısı budur. Yer yüzünde Allah’ın en büyük tecellisinin ne olduğu, Allah’ın sıfatları, Allah aşkı, Allah’a vuslatın manası ve yolu, sohbetlerinin en büyük konusudur. O Allah ile kainat arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifâde etmiştir:
“Bütün mükevvenatta her zerrede tecelli eden Allah’ın sıfatlarını tenezzülen zuhurudur, Allah diyemezsin kâfir olursun. Çünkü, Cenâb-ı Hakk’ın zâtî sıfatlarından birisi de muhâlefetün li’l-havâdistir. Yarattığı hiç bir şeye benzemez, benzemem diyor Hazret-i Allah. Zâtî sıfatıdır o. Onun için sen bir şeye Allah’ı benzetmeye kalkışırsan Allah korusun bak, oğludur kızıdır dahi kabul etmiyor. Lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehü küfüven ehad, değil mi. O ne doğurdu, ne de doğruldu, eşi benzeri yoktur, olmaz da. İhlas bu. onun için Allah o kardeşlerimizi kurtarsın böyle günâh işlemekten.”
Similar topics
» Tasavvuf....
» TASAVVUF VE ZİKRULLAH
» Tasavvuf bidat mi
» TASAVVUF VE ZİKRULLAH
» ZİKİR HAKKINDA HADİSLER
» TASAVVUF VE ZİKRULLAH
» Tasavvuf bidat mi
» TASAVVUF VE ZİKRULLAH
» ZİKİR HAKKINDA HADİSLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz